Yeni Dönemde Fark Yaratan Liderlik
“Fark Yaratan Liderlik”, bugün ülkemiz ve dünyamızın içinde bulunduğu ve önümüzdeki on yıllarda yaşanması muhtemel teknolojik gelişmelerin insan hayatına getireceği ekonomik ve sosyal sıkıntılar ile başa çıkma yolunda giderek daha fazla ihtiyaç duyulacak bir kavram olacaktır.
Özellikle yakın gelecekte etkilerini çok daha fazla hayatımızda hissedeceğimiz Endüstri 4.0 dönemi ve Aralık 2019 tarihinden itibaren tüm dünyayı ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda derinden etkileyen covid-19 pandemi sürecinin yarattığı olumsuzluklar ve insanlığın karşılaştığı ve karşılacağı yeni sıkıntılar, problemler ve bunlara yönelik için çözümler için Fark Yaratan Güçlü Liderlere ihtiyacın var olduğuna derinden inanıyorum.
Fark Yaratan Liderlik ‘ ten bahsederken iyi ve güçlü liderden söz ediyorum. Bulunduğu çevreye , ortama, ülkeye ve insanlığa olumlu yönde gelişmesine katkı sağlayacak şekilde vizyon çizen ve hareket eden lider tipinden bahsediyorum. Güçlü Lider, kendisi ve kendi çıkarından önce ekibinin çıkarını düşünen ve bu yaklaşımını onlara içten hissettiren kişidir.
Kendini ve kendi çıkarını öne koyan bir liderin takipçileri üzerinde olumlu bir etkisi olması mümkün değildir. Bu tip bir liderin yönettiği ekibin başarılı olması ve bunun sürdürülebilir olması da hayalden öte bir şey değildir. Bir düşünün otoriter, bağıran, çalışanların korku ile iş yaptığı, iletişim kurmayan bir kişinin yönettiği ya da yönettiğini zannettiği kurumdan başarı beklenebilir mi? Başarılı ve başarısız örnekleri çalışma hayatım boyunca gördüm ve liderlik konusunda nelerin yapılması ve yapılmaması gerektiğini gözlemledim ve özümsedim.
Her şey okuduğumuz kitaplarda yazan kurallar gibi gerçekleşmiyor maalesef. Öyle durumlar ile karşı karşıya kalıyorsunuz ki o an ya da süreçte içinizde var olan özellikleri ve yeteneklerinizi, aldığınız eğitimler ve yaşadıklarınızla elde ettiğiniz tecrübe ile harmanlayıp bir karara varıyorsunuz. İnanın bunlar müthiş deneyimler.
Güçlü Lider , zor ve sıkıntılı anlarda çalışanlarına, takipçilerine tavrı, yaklaşımı, iletişimi ve verdiği mesajlar ile güven verir. Kolay bir konu olduğunu söylemek zor. Ancak liderleri ve özellikle güçlü liderleri diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biridir.
Yepyeni bir Dünya düzeni kurulduğunu ve bu düzenin tetikleyecisinin teknoloji olduğunu görmeliyiz. Tüm bu gelişmeler ile başa çıkmak ve yönetebilmek için insani iyiliğe ve değerlere odaklılık ve insanı ön plana koymak giderek daha ön plana çıkacak ve önem kazanacak.
Önümüzdeki dönemde Duygusal Zeka ve Liderlik kavramlarının çok daha önem kazanacağına inanıyorum. Tüm araştırmalar gösteriyor ki , duygusal zeka bilgiden ve teknik becerilerden 2 kat daha önemlidir.
Empatiye ve duygusal zekaya sahip bir çalışma ortamında yaratıcılığın, çözüm odaklılığının ve üretkenliğin artması kaçınılmazdır.
Ne kadar çok duygusal zeka ve becerileri güçlüyse ilişkileri de o kadar mutlu, güçlü ve zevkli hale gelir. Ne kadar akıllı ve zeki olsak ta etkin ve güçlü liderlik yapmanız ve başarılı olmamız duygusal zekamızı geliştirmemiz ve sağ ve sol beyin dengesinde olaylara bakışımızı geliştirmemiz ile mümkün olacaktır.
Liderliğin özünü oluşturduğuna inandığım şu üç cümleyi belleğimize kazımak çok önemli diye düşünüyorum.
* Mevki, Statü ve Makam, Liderlik için kullanılan bir araçtan başka bir şey değildir.
* Lider ruhlu insanlar, güçlerini makamdan değil, kişisel niteliklerinden alırlar.
* Liderlik; yalnız bir özellikte çok iyi olmak değil, tüm özelliklerin toplamında çok iyi olmak ve karizma ile bu özellikleri kendine özgü bir biçimde bütünleştirmektir.